HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: BÜYÜK KAVGA Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Bu yazıda ileri gelenlerle resuller arasında daimi olan, günümüzde de izlerini istikrar içerisinde sürdüren büyük bir kavgaya değineceğiz.

Kuran’a göre, resullere ve onların getirdiği dine / yol ve yönteme ilk itiraz edenler, en azılı düşmanlar daima o bölgenin “servetle şımarmış” ileri gelenleridir. İlle bir mazeret ileri sürerek resullere muhalif olmuşlardır.

Peki bu kavganın sebebi nedir ? Neyi bölüşemediler, neden uzlaşamadılar ?

Aslında bu kavganın kökleri insanın ilk çağlarına, ilk dönemlerine kadar uzanmaktadır.

Kuran’a göre, “insanın üzerinden anılmaya değer bir şey olmadığı çok uzun devirler” geçmiştir. İnsan, insanlık bu döneminde insandır ama “adem” değildir. Anılmaya, kendisine vahyedilmeye değer bir varlık olamamış, tekamülünü tamamlamamıştır. İnsan “Adem” olduğunda Yaratıcı alemlerdeki bütün meleklere / kuvvetlere şöyle seslenir:

“… yer yüzünde bir halife / ardıl tayin edeceğim.”

Gelenekselleşmiş dini inanış bu ayette insanı “Allah’a halife” olarak görmüşse de, sonu gelmeyen bir varlığın (Yani Allah’ın) halifesi / ardılı olamayacağı için biz bu görüşü kabul edemiyoruz. İnsan yani adem, kendisinden önceki “anılmaya değer olmayan varlığın” halifesidir.

Adem / İnsanlık, “sınırsız bir ömre sahip olmak için” yasak meyveden yediğinde bahçesinden / mevkisinden kovuldu. Biriktirmek, biriktirdiği ile ticaret yapmak ve böylece “yarınını garanti altına almak” tutkusuyla yeryüzündeki diğer tüm canlılardan farklı bir din / yol / yöntem edindi. Adem / İnsanlık, mülk edindikçe, biriktirdikçe dünyevileşti. Mülk için savaş yaptı, kan döktü, sorun çıkardı. Çünkü “hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışırken” ölümü unuttu. Ölümü hiç hatırına getirmeyen insan, kendisini “ebedilik” yolunda zannedecektir. Adem / İnsan bu yanılsamayla biriktirdikçe “kıt olmayan kaynakları” kıt hale getirdi.

Ne zaman bir resul gelse ve “ihtiyaçtan arta kalanı” diğerleriyle paylaşmayı teklif etse önce oranın “servetle şımarmış” ileri gelenleri itiraz ettiler. Çünkü maldan eksiltmeyle arınmak, ölümü hatırlamaktır. Maldan arınmak dünyevilikten arınmaktır.

Her peygamberin getirdiği ve biri birinin aynı olan teklif, dünyeviliği terki emrediyordu. İleri gelenlerin neredeyse yaşam gayesi olan mülk, şan, şöhret, oğullar, aşiretler vel hasıl kişiyi muktedir kılan her şeyi makul seviyeye indiren, sınırlayan teklif yasak meyveyi daha da cazip hale getiriyordu. İnsan, kendisinden önce yaşamış hiçbir ebedi varlığa şahit olmadığı halde kendisini buna layık görebiliyor, alemlerin gerçeklerine karşı kör, sağır kesilebiliyordu.

Büyük kavganın ikinci sebebi, resullerin gelenekselleşmiş inanışlara karşı “yeni” ve sorgulayıcı bir bakış açısı getirmesidir. Var olan düzen ileri gelenlerin iktidarını pekiştirirken, sıradan insanlara “sultanlık” teklif eden bir inanış nasıl kabul edilebilir ?

Şuayp peygambere karşı çıkan ileri gelenler şu itirazı ileri sürdüler:

“Ey Şuayb, atalarımızın taptığı tanrılarımızdan vazgeçmemizi ve mallarımız üzerinde dilediğimiz gibi tasarruf etmemizi engellemeni sana salatın mı emrediyor ?”

Kavganın iki temeli bu kadar açık ve nettir.

İleri gelenlerin Kuran’la olan kavgası da aynı minvaldedir.

Müşriklerin Hz. Peygamberden, “bu Kuran’ı değiştir, yahut başka bir Kuran getir” diye talepte bulunmalarının sebebi de bu iki temele dayanmaktadır.

Çünkü karşılarında okunan (Kuran), dünyevileşmeye itirazlar içeriyor, ölümü hatırlatıyordu. “Eskilerin masalları” diye alaya alınan ayetler, önceki kavimlerin resullere karşı çıkarttıkları büyük kavganın akıbetini haber verirken, yine ölümü ve kendilerinden önce aynı yolda ölenleri hatırlatıyordu. Ve şunu soruyordu:

“Şimdi onlardan hiçbir ses duyabiliyor musunuz ?”

Mülkleri, servetleri, şan ve şöhretleri, oğulları, kızları, atları, arabaları, hanları hamamları vel hasıl “iktidarları” dağılmış ve onlar “masallara” çevirilmişlerdi…

Kuran bir ayetinde kitap ehlinin Kuran’ı, “öz oğullarını tanıdıkları gibi” tanıdıklarını haber verir. Bu gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken bir meseledir. Bir kişinin oğlunu milyarlarca insanın arasına koysanız, o yine de kendi evladını onlar arasından hatasız olarak seçip çıkarır. Kuran “Kitap ehlinin” Kuran’ı tanıyışını da böyle nitelendiriyor…

Önceki resullerin getirdiklerine şahit olanlar, onun inceliklerini bilenler Kuran’ı daha duyar duymaz tanırlar. Çünkü aynı kelimeler, aynı vurgular, aynı ikazlar tekrarlanır.

Kuran da, kendisinden öncekiler gibi dünyevileşmeye reddiyeler içerir. Dünyevileşen ve bu suretle kendilerini güvende hissedenleri ihtar eder. Ebedilik hevesine kapılanları ebedi bir cehennemle korkutur.

Kuran, güven içinde olanların tarifini yaparken cennete layık olanları tarif eder. Cennet ehlini daima “güvende olmakla” vasıflandırır. Bu bir yönüyle, dünya mülkü ile güven arayışına reddiyedir. Kuran’a göre, beyte / Allah’ın evine / önerdiği dine girenler güven içerisindedir. Yasak ağaçtan yiyerek biriktirmeye başlayanlar, dünyevileşenler, biriktirerek ebedileşeceğini düşünenler güvende değildir. Dünyevi tutkulardan ve saçma sapan, akla ve vicdana aykırı inanışlardan arınmadıkları için kovulmuşlardan olacaklardır.

Kuran bu sebeple arınmayı yani zekatı, salat ile birlikte zikreder. Gelenekselleşmiş din, zekatı kırkta bire ve bir aya indirgeye dursun, Kuran zekata süreklilik yükler. Salat gibi zekat ta zamandan arındırılmış, bir ömrün sorumluluk gerektiren her safhasına konulmuştur.

Kuran, “dünyevileşenlerin” salatını / hayra desteğini yeterli görmemektedir. Sosyal sorumluluğu yüksek birey, kendi nezdinde de dünyevilikten, biriktirmekten ve aşırılıktan arınmalıdır. Birey ancak arınmasını sürdürdükçe salata meğil tutar. Onun salatı sürekli hale gelir. Dünyevilikten arınan insanı boş gayelerle oyalayacak herhangi bir şey bulunmayacağı için o salata daha candan sarılacaktır. Bilinçli yaşamının her anında hayra desteğini, görevinin gereğini hatırlayacak ve tereddüde düşmeden desteğini ve vahyi izlemesini sürdürecektir.

Kuran, “süslenmiş, cicilenmiş” arınmayı reddeder. Çünkü süslenmiş, ilan edilmiş arınma, dünyevi zevklerden bir başkası için, yani şan, şöhret için riya tutkusuyla yapılır. Arınmanın gayesi dünyevilikten arınma ise, arınmanın usulü de dünyevilikten uzak olmalıdır.

Kuran, maldan arınma konusunda çok keskindir. İşte Kuran’ı ehli kitaba kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıtan unsurların en başında bu gelmektedir.

“Sana neyden infak edeceklerini sorarlar. De ki: İhtiyaç fazlasından”

Tabiri caizse dananın kuyruğunu koparan teklif budur. Kuran, insan için ihtiyacının fazlasını “infakın / hayır yolunda maldan harcamanın” konusu yapmaktadır. Kişi burada ihtiyacını belirlemede hür bırakılmıştır. Bu hürriyet, büyük hesaplaşmada yargılama konusu yapılacak ve defterler açılacaktır.

Kuran, maldan arınmada insanların üretebileceği muhtelif şeytanlıklara da hemen set çeker.

“Kendinizin gözünüz kapalı alıcısı olmadığız şeyleri sakın ola Allah yolunda harcamaya yeltenmeyin !”

Eski püskü kıyafetleri, kullanılmayan eşyaları, yemek artıklarını sözüm ona ihtiyaç fazlası diye verip kurtulma kurnazlığını Kuran sert bir ihtarla reddeder.

Sonra iyice anlaşılması için bu duruma şöyle bir açıklama getirir:

“En sevdiğiniz şeylerden / severek – isteyerek harcamadıkça asla iyiliğe ermiş olmazsınız.”

Demek ki iyilik, kişinin zaten dünyevi bir bağının kalmadığı veya önemli ölçüde azaldığı şeylerden arınmak değildir. Bilakis iyiliğe erginlik, “en sevilen şeylerden” yani insanı dünya hayatına sıkı sıkıya bağlayan şeylerden sarf etmekle elde edilir. Çünkü Kuran, baştan sona dünyevileşmeye apaçık ve doğrudan bir reddiyeler manzumesidir.

Kişi mesela, artık kullanmadığı bir kıyafetini değil, yeni aldığı ve gönlünün ısındığı bir kıyafetini seve seve elden çıkarabiliyorsa arınmış olacaktır. İhtiyaç fazlasının tamamını bu bakış açısıyla değerlendiğimizde, Kuran’ın teklifinin ağırlığı hemen anlaşılabilecektir.

Gelenekselleşmiş ve akla ve vicdana uygun gerekçeleri bulunmayan her türlü inanışın reddi ile birlikte bu “arınma / zekat” olgusu ileri gelenleri çileden çıkartmıştır.

Böylelikle değişmeyen, eskimeyen, pörsümeyen, daima ayakta duran tebliğ / Din-i Kayyım,  yasak meyve ağacına sadece bir yönden değil iki yönden, iki cepheden birden balta vurmaktadır.

Bu günün “ileri gelenleri” de büyük kavganın tarafı olmaya devam etmektedir. Savunur göründükleri siyasi, ekonomik, dini eğilim her ne olursa olsun “dünyeviliği” salık veriyorsa ister istemez kavganın tarafı olmaktadırlar.

İleri gelenlerin ürettikleri ve savundukları tüm rejimler, tüm sistemler, tüm yasalar, tüm kararlar dünyevileşmişlerin lehinde ve dünyevileşmeyi cazip kılacak, teşvik edecek bir dine / yol ve yönteme hizmet etmektedir.

Enteresan bir özellik arz etmesi nedeniyle, sözüm ona “dindarlık” söylemiyle iktidar olan yeni ileri gelenlere baktığınızda onları ihale yarışlarında, hayır için toplanan paralarla her türlü kamu varlığını araklama faaliyetlerinde görebilirsiniz. Kuran bu gün bizim “kamu malı” diye tabir ettiğimiz şeyi, “Allah’a ve resulüne ait” mallar olarak zikreder.  Kuran hangi mal için “Allah’a ve resulüne aittir” diyorsa o kamu malıdır. Böyle olunca, bu gün kamu malına el uzatıp araklama faaliyetine giren “dindarlar”, aslında Kuran’daki deyimiyle Allah’a ve Resulüne ait bir varlığı araklamaya yeltenmiş olmaktadır.

Kendilerine göre “Dindar olmayanlarla” hatta “din düşmanı” olanlarla bile (!) kolaylıkla ittifak ettikleri yalıtılmış, kutsal bir alandır “servet” yarışı…

Savunur oldukları gelenek dini, namaza, oruca, hacca eklemekte / arttırmakta hiçbir mahzur görmezken “maldan harcama” konusunda pek bir ketumdur. Maldan harcamada arttırdıkları tek yer, gariban çiftçinin mahsulüdür. Mahsule 1/10 (%10) yazdıkları vergi, yığın yığın altın ve gümüşte, biriktirilmiş servette 1/40 (%2,5) oluverir.

Anlam itibariyle çerez parasına döndürdükleri “sadaka” her zaman yapılabilirken, maldan 1/40 gibi pek büyük (!) bir miktarda harcama sadece yılda bir kez yapılabilir.

Okullarda, camilerde, kitaplarda dinden bahsettikleri her yerlerde “namaz” vurgusu serbestçe ve bol bol yapılırken, zekat pek bir gariban bırakılır.

Servet deyince akıllarına önce “Süleyman Peygamber” gelir. Ne de olsa “servet sahibi” bir Peygamberdir. Kendilerince Süleyman Peygamber, “zenginliğin, servet düşkünlüğünün, biriktirmenin” emsali, beraatidir. Allah ona izin verdiyse, her halde kendilerine de izin vermiş olmalıdır.

Süleyman’ın servetini nasıl tasarruf ettiğinin, nereye harcadığının veya kendilerinin Süleyman gibi olup olmadıklarının herhangi bir önemi yoktur.

Onun için, “ribayı” yani yığın yığın, üstüne üstüne aşırı biriktirmeyi “faiz”e döndürüp akladıklarında şu mesajı vermiş olurlar: Dilediğiniz kadar biriktirin, hanlar, hamamlar, evler, arsalar, yatlar, katlar edinin, altını gümüşü tıka basa doldurun ama faiz yemeyin !

Halbu ki, ihtiyaçtan arta kalanı infakın konusu yapan bir dinde faizin ne işi olabilir !

İmanı, camide / tapınakta aramak kolaydır. Kolaysa, hastanede tedavi ücretini ödeyemediği için rehin kalanlara yardımda, aş evlerinde, kadın sığınma evlerinde arayın ! Elektrik parasını bile ödemeyen fakirhaneleri aydınlatacak iman “nuru” nerede !

Bir de “talebe okutuyoruz” diye, Allah’ın kelimesini düzeltmeye yeltenenler var. Onlara göre, tüm infak “talebe okutmaya” ayrılabilir. Allah, sadakanın dağıtılacağı sekiz sınıf insanı “öylesine” saymıştır. Din yine büyük kavgada ileri gelenlerin işine yarayacak sinsi bir silaha dönüşmüştür.

Eğer gerçekten “iman” ediyorsan, dininde gerçekten samimiysen topladığın sadakayı o sekiz sınıfa eşit olarak dağıtarak bunu kanıtla !  Bunu yap ki, Anayasal kurumları ele geçirmek ve bu suretle hurafeyi iktidar yapmak için mi, Allah rızası için mi yardım topladığın apaçık belli olsun.  Sen, fakir fukaradan her birinin teker teker rızasını almadan Allah’ın onların hakkına ayırdığı payı bir başka alana transfer edemezsin.

Görüldüğü gibi büyük kavga, yasak ağaçtan meyve yeme yarışıyla ilgilidir. Hangi görünüme bürünürse bürünsün işin temelinde bu yatmaktadır.

Allah’ın yarattığı mahlukat içerisinde insandan başkasında, ihtiyacından fazlasını biriktiren görülmüş, duyulmuş değildir. Kurda, kuşa, böceğe, sayısını ancak Allah’ın bilebileceği mahlukata geniş ve bolluk içerisinde bulunan yeryüzü, yasak ağaca meyleden insan yüzünden kıtlık içerisine düşmüştür. Kuran’a göre insan öylesine cimridir ki, kendisine Allah’ın hazineleri verilse tükenir korkusuyla harcamaz.

İhtiyaç fazlasını infakın konusu yapmayı salık veren peygamberlerin inkar edilmesinin, yurtlarından sürülmelerinin ve öldürülmelerinin en büyük nedeni işte bu büyük kavgadır. İnsanlık var oldukça, peygamberler ve bu büyük kavga var olmaya devam edecektir. İsterse inkarcılar hoş görmesin !

Ali Aksoy – 04.06.2010



__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Merhaba Ali hocam,

çok güzel ve akıcı giden bu yazıda, küçük bir teknik hata yapılmış...

yani ön yargılardan sıyrılmadan bir KARALAMADA bulunulmuş...

mevcut anayasa değişiklik önergesi, anayasa kurumunu ele geçirmek ve yerine hurafeyi iktidar yapmak ile suçlanmış...

halbuki, mevcut yasaların ve işleyişin YETERSİZ ve İDEOLOJİK alt yapı ile yönetildiğine EN yakın ŞAHİD siz olmalısınız, bir avukat olarak...

ikinci konu ise, mevcut yapının yıkılmaması gerektiğinin yanında bir de yerine getirilecek olanın HURAFE olduğu iddianız...

halbuki, ne güzel hurafedir ki, sakarya-eskişehir çift yolu, karadeniz otabanı, bolu tüneli vs... gibi, zamanında menderesin istanbul-ankara arasında yaptığı tek yönlü e-5 için "hava limanı mı yapıyorsunuz" eleştirisini YIKAN bir hurafe....

ne güzel hurafedir ki, her ile üniversite yapmış, EĞİTİMİN önünü açmış....

ne güzel hurafedir ki, SSK lı bir hasta özel hastanelerin yanında, HERKESE eşit muamele yapılan devlet hastanesi ile GURUR duyabilir bir yere gelmiş....

ben böyle HURAFEYİ sonuna kadar desteklerim...

hele o barış gemilerine getirilen ÇAĞDAŞ yorumlardan sonra, benim hurafelerim İNSANLIK için daha faydalı...

selam olsun...

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Selam Hayrullah,

İnsanlar için, insanların hayrı için taş üstüne taş koyanı bu eylemi sebebiyle takdir edip desteklemek salatımızın gereğidir. Bunda hiç bir kuşku yok.

Hurafe ile kastettiğim, özellikle seçtiğim bu kelimenin kendisinin de vurguladığı gibi hayatı ve olayları anlamlandırmada kullandıkları paradigmadır.

Olur ki, Firavun çok başarılı imar işleri yapmış, halkını düşman ordularına karşı daha çetin savunmuştur. Belki, en büyük tapınakları açmış, halkının dinlerini öğrenmeleri için büyücülerini daha iyi eğitmiştir. Belki o  günün koşullarında, tıpta ve diğer bilimlerde en önde olmuşlardır. Ama biz onları nasıl yerden yere vuruyoruz değil mi ? Çünkü hayatı ve olayları anlamlandırdıkları paradigmalarına karşı çıkıyor, itiraz ediyoruz. O paradigmanın sonunun hüsran olduğunu iddia ediyoruz. Benim itirazım da işte buna benzer bir itirazdan ibarettir.

Yerine geçecek oldukları hali hazırdaki düzeni ve o düzenin mevcut ileri gelenlerini savunduğum falan yok. 

Esen kal. 

  

__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

MErhaba Ali hocam,

sizi ve yazılarınızı gıyabınızda hep takdir ederim. O sebeple eleştirimi kendimce sert yapmaktan geri durmadım.

açıklama için teşekkür ederim.

fakat, firavun meselesine biraz fazla derin bakıyoruz. bir tek ona değil, bir çok meseleye...kanaatimce BASİT düşünemiyoruz...

firavunu, firavun yapan ilk etapta ZALİMLİĞİ idi...erkek çocukları öldürmesi, halkın belli kesimini aşağılaması, faşistlik yapması idi...ben böyle anlıyorum...

bunun yanında, yapılan evler, yapılar, teknolojiye vurgunun ise, AKLINIZI bu işlerde kullandığınız halde, neden İYİLİK ve KÖTÜLÜĞÜ ayrıştırmada kullanmıyorsunuz şeklinde anlıyorum...

yoksa firavun, karun bunların neden KÖTÜ örnek olarak verildikleri çok basit....

zor olan ise, firavunu, firavunlaştıran DETAYLAR nelerdir..iktidar hırsı, güç, zenginlik, vs...bizler genelde buraları tartışıyoruz...fakat basit olanı ise bazen gözden kaçırıyoruz..

ne kadar güzel söylemişsin :

insanlığa fayda için taş üstüne taş koyanın BU EYLEMİNİ desteklemek salatımızdandır..

ama ne yazık ki, bunu bile beceremiyoruz...

selam olsun...

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
Yorumcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 mart 2010
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Yorumcu

Sayin Ali Aksoy.

Kitaptan sansınlar diye,------------------

yönetici notu : lütfen forum ilkelerine riayet edelim...

Yukarı dön Göster Yorumcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Yorumcu
 
UlulEbsar
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 26 mayis 2010
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 352
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı UlulEbsar

Yorumcu kardeşim/abim,

Bu uslub ve tarzı siz dahil hiçkimseye yakıştıramıyorum.

Sn.Ali Aksoy veya herhangi bir kardeşimizin Siyasi görüşü beni ilgilendirmiyor.
Yazdıklarını okumaktan hoşnutum.

 yazılanlarda sizi bu kadar rahatsız eden nedir?

Bu aşırı tepkinizi anlamakta güçlük çekiyorum.

kaygılarımla...
Yukarı dön Göster UlulEbsar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: UlulEbsar
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 UlulEbsar'a katılıyor ve bu vesileyle kendisine hoş geldin diyorum.
Yorumcu,Ali kardeşin bu  yazısını ve diğer yazılarını iyice hazmedip anlamadan yorum yapmazsan iyi olur.
Hazım sorunun varsa git doktora tedavi ol,öncelikle.
.

__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
Yorumcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 mart 2010
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Yorumcu

UlulEbsar Yazdı:
Yorumcu kardeşim/abim,

Bu uslub ve tarzı siz dahil hiçkimseye yakıştıramıyorum.

Sn.Ali Aksoy veya herhangi bir kardeşimizin Siyasi görüşü beni ilgilendirmiyor.
Yazdıklarını okumaktan hoşnutum.

 yazılanlarda sizi bu kadar rahatsız eden nedir?

Bu aşırı tepkinizi anlamakta güçlük çekiyorum.

kaygılarımla...

Dostum.Siz ağzı güzel laf eden birini görünce yelkenleri indiriyorsunuz.Adamın kibar hitabetine kapılarak ne söylediğini atlıyorsunuz.

Adamın,Kur"an Araştırmaları" sayfasında astığı makaleyi okudun mu?.Adam Kur"an"ın tastamam olmadığını,Kur"an"ın korunmadığını ve en önemlisi,Kur"an"ın evrensel olmadığını,yöresel olduğunu ve Kur"an"ın asıl muhataplarının,Hz.Muhammed"in toplumu olduğunu söylüyor.Yani adam Kur"an ehli falan değil.Adam Kur"an enteli.

Adam,14.Asır önceki insanlara hitap eden bir kitap okuyucusu.Yani adam glasik takılıyor.Ve Kur"an"dan tamamen bi haber.

Yukardaki iletisini de tekrar oku.Adam Kur"an ve ayetlerin arkasına sığınarak kendi idoolojisini öne çıkartmaya çalışıyor.Türkiyedeki tüm olumsuzlukların faturasını hükümete ve Akp"ye kesmeye çalışıyor.

Selam ile.

 

Yukarı dön Göster Yorumcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Yorumcu
 
aliaksoy
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 05 subat 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 989
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliaksoy

Yorumcu Yazdı:


Dostum.Siz ağzı güzel laf eden birini görünce yelkenleri indiriyorsunuz.Adamın kibar hitabetine kapılarak ne söylediğini atlıyorsunuz.

Adamın,Kur"an Araştırmaları" sayfasında astığı makaleyi okudun mu?.Adam Kur"an"ın tastamam olmadığını,Kur"an"ın korunmadığını ve en önemlisi,Kur"an"ın evrensel olmadığını,yöresel olduğunu ve Kur"an"ın asıl muhataplarının,Hz.Muhammed"in toplumu olduğunu söylüyor.Yani adam Kur"an ehli falan değil.Adam Kur"an enteli.

Adam,14.Asır önceki insanlara hitap eden bir kitap okuyucusu.Yani adam glasik takılıyor.Ve Kur"an"dan tamamen bi haber.

Yukardaki iletisini de tekrar oku.Adam Kur"an ve ayetlerin arkasına sığınarak kendi idoolojisini öne çıkartmaya çalışıyor.Türkiyedeki tüm olumsuzlukların faturasını hükümete ve Akp"ye kesmeye çalışıyor.

Selam ile.

 



Yorumcu;

Bahsettiğin konulardaki düşüncelerimi bu forumda da yeterince teferruatıyla ve deliller ileri sürerek zikrettim.

İmzam, sana cevabımdır.


Hakaretlerine gelince; Kuran'ı çok iyi bildiğini iddia eden senin gibi bir kimsenin Kuran'dan ne derece nasiplendiğinin bir göstergesi olarak kabul ediyorum.

Yüklendiğin kitaplardan nasiplendiğin gün, belki bir şeyleri müzakere ederiz.









__________________
"(Onu size indirdik ki) <Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa indirildi, biz ise onların okumasından habersizdik (o Kitâpları okuyamıyor, dillerini anlayamıyorduk)> demeyesiniz."(En'am,156)
Yukarı dön Göster aliaksoy's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliaksoy Ziyaret aliaksoy's Ana Sayfa
 
Yorumcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 mart 2010
Gönderilenler: 171
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Yorumcu

aliaksoy Yazdı:
Yorumcu Yazdı:


Dostum.Siz ağzı güzel laf eden birini görünce yelkenleri indiriyorsunuz.Adamın kibar hitabetine kapılarak ne söylediğini atlıyorsunuz.

Adamın,Kur"an Araştırmaları" sayfasında astığı makaleyi okudun mu?.Adam Kur"an"ın tastamam olmadığını,Kur"an"ın korunmadığını ve en önemlisi,Kur"an"ın evrensel olmadığını,yöresel olduğunu ve Kur"an"ın asıl muhataplarının,Hz.Muhammed"in toplumu olduğunu söylüyor.Yani adam Kur"an ehli falan değil.Adam Kur"an enteli.

Adam,14.Asır önceki insanlara hitap eden bir kitap okuyucusu.Yani adam glasik takılıyor.Ve Kur"an"dan tamamen bi haber.

Yukardaki iletisini de tekrar oku.Adam Kur"an ve ayetlerin arkasına sığınarak kendi idoolojisini öne çıkartmaya çalışıyor.Türkiyedeki tüm olumsuzlukların faturasını hükümete ve Akp"ye kesmeye çalışıyor.

Selam ile.

 



Yorumcu;

Bahsettiğin konulardaki düşüncelerimi bu forumda da yeterince teferruatıyla ve deliller ileri sürerek zikrettim.

İmzam, sana cevabımdır. İnanacına güveniyorsan,sözünü ettiğin delilleri bir daha yaz,yaz da tartışalım.Ama tartışamazsın,çünkü maskenin düşeceğinden korkarsın.

Sana tekrar teklif ediyorum:

1.Bana evrensel olmayan bir ayet söyle.

2.Anlamını bulamadığın,bir Kur"an kelimesi söyle.

Söylemiyor,söyliyemiyorsan sen müfterisin.


Hakaretlerine gelince; Kuran'ı çok iyi bildiğini iddia eden senin gibi bir kimsenin Kuran'dan ne derece nasiplendiğinin bir göstergesi olarak kabul ediyorum. Evet.Benim Kur"an"ım bana böyle olmayı emrediyor.Kendisini evrenin merkezine koyup Kur"an"a tepeden bakan nankör müşriklere karşı sertım.Sen kimsinki,kafanı çarptığın Kur"an"ı,aklınca tashih etmeye çalışıyorsun.Göya,müslümanları,müslümanların silahiyla vuracaksin öyle mi?

Sen,yeterince itimat etmediğin bir kitaptan alıntılar yaparak insanları aldatmaya çalışan iki yüzlü bir fasıksın.

"İhtiyacımızdan fazlasını dağıtacakmişiz."Yatırımları kim yapacak? Veli Küçük ve OYAK,dimi? Sen kim,o ayeti algılamak kim.O ayet,cebinizde para varsa,hemen bir süper markete gidip,alış veriş yapın diyor.Paranız yoksa,borç alın veya bankadan kredi kullanın ve mutlaka alışveriş yapın diyor.Çünkü her türlü alış veriş,sadaka"ya girer.Ayet,paranız veya imkanlarınız varsa,onların üzerinde yatmayın diyor.Gerekirse,eşinin bileziklerini,küpelerini sat,alış,veriş yap,piyasada bir hareket oluştur diyor.Ama bunları anlayacak feraset,sen de ne gezer.

Yüklendiğin kitaplardan nasiplendiğin gün, belki bir şeyleri müzakere ederiz.







Yukarı dön Göster Yorumcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Yorumcu
 

Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats