HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: ille "SİYASİ SİMGE" diye tutturanlara.. Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

SİYASAL SİMGE

 

Başörtüsü gündemi belirlemeye devam ediyor. 20 yıldır başörtüsü hakkında yazılmamış, tartışılmamış hemen hemen hiçbir şey kalmadı. Başörtüsü eylemi yapılmayan şehir de herhalde kalmadı. Bu yazımızda konuya biraz değişik bir pencereden bakmaya çalışacağız.

 

 

Ön kabulümüze göre bu hayat, dönemleri, şartları, zamanı ve mekanı ile bir imtihan dünyasıdır. Yaratılış amacımızı gerçekleştirmek imtihanının. Allah’a verdiğimiz sözü gerçekleştirme imtihanımızın.

 

Lafı dolandırmadan sadede geleceğim. 20 yıldır bu ülkede yaşayan dindarlar, başörtüsü uğuruna bu kadar sözü, yazıyı, eylemi mücadeleyi acaba başka bir konuda yapsalardı ne olurdu. Başörtüsü takarak yaşamak ya da yaşayamamak da imtihanın bir parçası değil mi bu günkü toplumda ve bu şartlarda. İş döndü dolaştı siyasal simge mi, değil mi haline geldi.

 

Bilmiyorum, bilerek mi bilmeyerek mi, bir planın bir parçası olarak mı ama sonunda siyasal simge oldu. İş siyasete girince tabiî ki bize de söyleyecek bir söz düştü.

 

Birileri dindarların “siyasal simge” olarak başörtüsünü kullanmasını keyifle izliyorlar. Bireysel bir kulluk aracının, koskoca bir hayat nizamı olan, hayatın her alanına ve her anına söyleyecek bir sözü olan İslam’ın “siyasal simgesi” olarak görülmesi ve kabul edilmesi birilerinin ekmeğine yağ sürüyor ve bana göre saf birçok dindar Müslüman da bu oyuna bilerek ya da bilmeyerek alet oluyor.

 

Siz başörtüsüne, sakala, namaz kılmaya, giyim kuşamınıza, fikirlerinize özgürlük isteyebilirsiniz. Hatta bunlar uğuruna mücadele de edebilirsiniz. Ama bu kişisel özgürlük söylemlerini İslam’ın “siyasal simgesi” haline getirirseniz bu dine büyük haksızlık etmiş olursunuz.

 

Ne yani başörtüsü takmak serbest olduğunda, hadi daha ileri gidelim tüm kadınların gönülden ve isteyerek başörtüsü taktığında, ya da erkekler sakallı çalışabildiğinde, her iş yerinde namaz kılınacak mescitler açıldığında “siyasal simge” misyonunu tamamlamış mı olacaktır? İslam’ın siyaseten söyleyeceği söz bu kadar mıdır?

 

Açlıktan ilaçsızlıktan ölen bebelere, modern köle düzeninde patronların bir kadeh içkileri parasına bir ay çalıştırdığı işçilere, mahsulünün yarısını faize veren çiftçilere, işgale uğrayan, kadınlarına kızlarına tecavüz edilen mazlum ülke halklarına, kimliğine ve inancına bakılmaksızın haksızlığa uğratılan mazlumlara, dayısı torpili olmadığı için işsiz gezenlere, etini satmak zorunda kalan onbinlerce zavallı kadına, tefecilerin ve faizin eline düşmüş insanlara, yavrusu alkolik ya da uyuşturucu bağımlısı olmuş analara-babalara, aç yatanlara, ana dilini konuştuğu (başka da dil öğretilmediği halde) için işkencelerden geçen insanlara, sırf 5.000 yıldır orada yaşadığı için bir gecede köyleri yakılıp sürgüne gönderilen insancıklara, dağlarda birbirini vuran gencecik çocuklara, hastanelerde parasızlıktan rehin kalan insanlara, inandığı dinin hukuku ile yaşayamayanlara, inandığı dinin eğitimini yapamayanlara, sokaklarda tiner çekip betonlarda yatanlara, yetiştirme yurtlarında iki öğün yemek beş öğün dayak yiyen yetimlere, nesli tükenen hayvanlara, ve daha aklınıza gelebilecek binlerce çeşit zulüm altında yaşayan canlılara İSLAM’ın siyaseten söyleyecek başka bir sözü yok mudur?

 

 

İSLAM’ın başka bir siyaset tezi yok mudur bu zulümlerin hiç birinin olmadığı? Yok mudur başka “bir siyasal simgesi”.

 

Eğer bizim siyasal bir tezimiz varsa :

 

Bir ülke işgal edilip sömürülmeye başlandığında ( isterse bu ateistlerin ülkesi olsun ) biz ilk tepki koyan olalım.

 

Tersanelerde ya da işyerlerinde patronların üç kuruş fazla kazanmak için insanları ölüme göndermesine karşılık, oraya gidip kendimizi kapılara zincirleyelim.

 

Her mahallede bizim bir derneğimiz olsun, yetimi, yoksulu, dulu ilk gözeten kendimiz aç kalmak pahasına yemeğimizi onlara veren biz olalım.

 

Herhangi bir insan, dini, dili, ırkı, giyimi, kuşamı yüzünden haksızlığa uğratıldığında meydanları ilk biz inletelim.

 

İnsanlar işkence gördüğünde bunun hesabı sorulana kadar o mahkeme kapılarından ayrılmayalım.

 

Bu ülkede resmi vesikalı 10.000, vesikasız 100.000 zavallı kadın etini satarak yaşıyor, bunların kurtuluşu için haftanın her günü eylem yapalım.

 

Uyuşturucu ve alkolizmden onlarca insan ölüyor, haydi buna karşı çıkalım.

 

Herkes anayasa taslağı hazırlıyor, öyle bir anayasa taslağı hazırlayalım ki, “Batı’nın efendileri” nin bile dudakları uçuklasın, uykuları kaçsın, halklarına izahta zorlansınlar.

 

Öyle güzel bir hukuk sistemi, öyle güzel bir seçim sistemi, öyle güzel bir eğitim sistemi, öyle güzel bir sosyal güvenlik sistemi, öyle güzel bir ticaret sistemi, öyle güzel bir vergi sistemi taslakları hazırlayalım ve bunları insanlığın hizmetine önerelim ki, dost düşman hayran kalsın.

 

Bırak insanları, hayvanlar, kuşlar, denizler, gökyüzü bile bu muhteşem siyasi açılımdan hayrete düşsün, işte bu adalettir desinler.

 

Zalim, babamız bile olsa ilk karşı gelen biz olalım, mazlum, düşmanımız bile olsa ilk elinden tutan biz olalım.

 

Havayı, denizi, toprağı her gün herkesin gözü önünde zehir saçarak kirleten o fabrikaların önünde eylemleri biz yapalım.

……………..

 

Bunlar benim fikirlerim değil. Bunlar İslam’a göre siyaseten yapılması gereken işlerden sadece bazıları. Siyasal bir simgesi olacaksa İslam’ın tüm bunların altında toplandığı “ADALET” kavramı olmalıdır.

 

Şimdi soruyorum, 20 yıldır başörtüsü için verdiğimiz mücadeleyi, yazıları, konuşmaları, eylemleri bunlar için yapsaydık ne olurdu?

 

Ne olurdu siyasetimizin dünyaya adalet verecek güçte olduğunu gösterseydik.

 

Siyasetimizin bir hak ve özgürlük dilenme değil, adalet, hak ve özgürlüğün tek kaynağı olduğunu ispat etseydik, sözümüzle eylemimizle.

 

Bırakın bu toprakları, bugün herkesin özendiği batının halklarını bile etkileyebilirdik.

“Tarihin sonu” dedikleri “ insanlıktan başka bir tez çıkamaz artık” dedikleri bu çağda, insanlığa saf ve derin bir tez sunabilirdik.

 

Hz. Musa’nın devrin büyücülerini, Hz. İsa’nın doktorlarını, Hz. Muhammed’in şairlerini kendi silahlarından daha güzel silahlarla vurması gibi, bu çağın sözde özgürlük, adalet, hukuk aşığı liberal demokratlarını ve sözleri ile büyüledikleri tüm dünya halklarını nasıl da şaşırtır ve “işte bu adaletin ve hukukun ta kendisidir” dedirtirdik.

 

Descartes (1596-1650), Batı Aydınlanmasının “babası” sayılır. Kartezyen felsefesinin mucididir. Bir bütünü parçalara ayırır. İndirger. Parçacılığı sever. Batının başına gelen ve insanlığın başına bela olan bir çok iş bu Kartezyen felsefenin eseridir.

 

Biz de bu tuzağa düşüyormuşuz gibi geliyor. Koskoca bir siyasetnameye sahip bir dini başörtüsüne özgürlük sloganına indirgemek ve daha da kötüsü bunu siyasal simge haline getirmek bu olsa gerek.

 

Artık yeter, başörtüsü hakkında çok şey yaptık. Gelin yeni siyasal simgemiz, bu adalet, hak ve özgürlük söylemlerimiz, pratik uygulamalarımız olsun. Bu ülkenin düşünen, üreten temiz akıl sahipleri artık bu siyasi şiarları yükseltsin.  Lafta kalmasın. Yaşayarak gösterelim.

 

Ne olur artık hazinemizin kapılarını açalım.

 

Bizi oyuna getirenlere dur diyelim.

 

Ve gerçek siyasal simgemizi yükseltelim. Sözümüzü söyleyelim.

 

Mazlumlar koşa koşa bize gelsin.

Adalet arayan bize gelsin.

Özgürlük arayan bize gelsin.

 

Bilsinler ki bu insanlar adalet, hak ve özgürlük aşığıdırlar.

 

Onlarla aynı dinden, aynı dilden, aynı ırktan olmasak bile en adil onlar davranır bize desinler,

Onlar bunu bir hayat nizamı yapmışlardır,

Onlar bize ihanet etmez,

Onlar bizi sömürmez,

Onlar bizi kandırmaz,

Onlar bizi zalimlere vermez,

Onlar bir dilim ekmeğini tam ortadan böler öyle verir bize,

Onlar sözlerine ve ahidlerine riayet eder,

Onlar emanetimize hıyanet etmezler,

Onlar iyiliği bize getirir, kötülüğü bizden giderir,

Onlar satın alınamazlar,

Onlar haram yemezler,

Onlar kul hakkı yemezler,

Onlar yetimi sever, yoksulu doyururlar,

Onlar düşmanlarına bile kahpelik etmezler,

Onlar başta Allah olmak üzere, insanların, hayvanların, dağların, taşların bile hakkını korurlar,

Onlar gözleriyle gördükleri hiçbir şeyden korkmazlar,

Onlar bu uğurda hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmazlar,

Onlar yalnızca Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkarlar,

Ve onlar bütün bunları bizden bir karşılık beklemeden yaparlar,

Onlar yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu, sevgisini yani rızasını istemektedirler.

Desinler..

Ve kıyamet günü, toprakla, hayvanlarla, yıldızlarla, güneşle, ayla, meleklerle beraber bizim için şahitlik etsinler…

 

 

Selam üzerimize ve üzerinize olsun..

 

 

Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.  Nisa.58



__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 
   Bu yazı size mi ait Ebu Kerem kardeş,yoksa alıntı mı?Her ne olursa olsun altına imza atılacak bir yazı.

__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

teşekkür ederim adalet dost,

geçen sene yazdığım bir yazıydı.

Allah doğru bildiklerimizde sabit kılsın yanlışlardan doğruya hidayet etsin ve bizi affetsin.

selam ve muhabbetle..



__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
Metehan2003
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 11 ocak 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Metehan2003

selam Ebukerem kardeşim,

Bu güzel yazın için seni tebrik ederim.Dileklerin dileklerimdir.Dualarına gönülden
katılıyorum.

Lakin eyleme geçme konusunda bir Siyasi itici güç gerekliliği açıkca görünüyor.

Bu konuda ki görüşlerin nelerdir?



__________________
"Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Yukarı dön Göster Metehan2003's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Metehan2003
 
ebukerem
Ayrıldı
Ayrıldı


Katılma Tarihi: 21 mart 2009
Gönderilenler: 483
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebukerem

selam Metahan dost,

iltifatın için teşekkür ederim, Rabbimizin bize öğrettiği bu değerleri insanlığa taşıyanlardan olmak duamız.

"siyasi itici güç gerekliliği"nden kastın bir siyasi parti ise, bunun yanlış bir metod olacağını düşünüyorum. Nedenleri :

1- şu anki sisteme ( anayasa, kanun ve tüzüklere ) göre kurulacak bir parti yanlışa yanlış doğruya doğru diyemez. ya yalancı ya takiyyeci olmak zorunda ki bu müminlere yakışmaz. Biz her durumda HAKKI apaçık tertemiz savunanlar olmalıyız diye düşünüyorum.

2- iktidarın doğruluğu tesis etmek için bir araç değil, DOĞRULUĞUN bir sonucu olduğunu düşünüyorum. ( Rad 11 ve benzeri ayetler ışığında ve tabi ki fiili göstergesi olan Mekke den Medineye ulaşan süreçte )

3- Dünya çapında Ana dizaynı 1914-1924 arasında yapılmış, ince ayarı 1938-1945 de çekilmiş ve son rotuşunun 1990 larda verilmiş Mevcut Global Düzen içerisinde bırak partileri, ulus devletlerin dahi İKTİDAR OLAMAYACAĞINI, ESAS İKTİDAR tarafından birer kukla olarak kullanıldıklarını biliyorum.

4- Hayattaki en tutarsız durumlardan birinin, REDDETTİĞİNİ SÖYLEDİĞİN bir düzene yine onun araçları ve onun amelleri ile karşı çıkmak yani onu meşrulaştırmak olduğunu düşünüyorum. ( sünnni geleneğe, diyanete, imamlara, hurafelere karşı çıkıp onları eleştirip sonra onlarla omuz omuza salat etmek, onalrın dualarına amin demek gibi )

5- Yaşar Nuri ÖZTÜRK'ün ibretlik durumu ortada. Siyasete girerek ve parti kurarak önüne gelmiş çok büyük bir fırsatı teptiğini, eleştirdikleri ile aynı durumlara düştüğünü ve etkisini kaybedip bin türlü savrulmalara girdiğini görmek üzüntü verici.

Vel hasılı kelam, hayatın bu anında imtihan olan ve Allah'ın kendilerine bir ilim yani İSLAM İMANI bahşettiği Muhlis Hanif Müminlerin, hem sağdan hem soldan tüm tağutlara, zalimlere, yobazlara karşı hiç bir pisliğe, harama, takiyyeye bulaşmadan, tertemiz bir İbrahimi duruşla, İSLAMI hayatlarına hakim kılarak ve arınmışlığ ulaşarak yaşamaya çabalamalarının, en yakınlarından başlayarak ulaşabildikleri tüm insanlara Allah'ın dininin tebliğini yapmalarının, onları kullara kulluğu terk edip tek olan Allah'a kulluğa davet etmelerinin ve bunu yaparken de emrolundukları gibi dosdoğru olmalarının onlara imtihanlarını kazandıracağını düşünüyorum, Allah'ın izni, dilemesi ve yardımı ile.

selam ve muhabbetle.



__________________
yalnız Allah'a teslim ol ve şahitliği dosdoğru yap...
Yukarı dön Göster ebukerem's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebukerem Ziyaret ebukerem's Ana Sayfa
 
Metehan2003
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 11 ocak 2009
Yer: Micronesia
Gönderilenler: 474
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Metehan2003

selam ebukerem dost,

Gerekcelerin tutarlı ancak ümit kesenlerden olmamalıyız.Söylediklerine katılıyorum ancak "Hiçbirşeye bulaşmadan" İbrahimi bir
duruşun mümkün olmadığını hepimiz biliyoruz,mümkün değil.
İlk yazınızda ki Vizyon...çok güzel,çok iddialı ve bir o kadarda zor hayata geçirilebilir.
Evet takkiyeci ve yalancı olmayalım...evet iktidara zaten el koyamayız.
Peki ne yapacağız da aşağıda ki güzel şeyler GERÇEKLEŞECEK?

Bizi oyuna getirenlere dur diyelim.

Ve gerçek siyasal simgemizi yükseltelim. Sözümüzü söyleyelim.

Mazlumlar koşa koşa bize gelsin.
Adalet arayan bize gelsin.
Özgürlük arayan bize gelsin.

Bilsinler ki bu insanlar adalet, hak ve özgürlük aşığıdırlar.

Onlarla aynı dinden, aynı dilden, aynı ırktan olmasak bile en adil onlar davranır bize desinler,
Onlar bunu bir hayat nizamı yapmışlardır,
Onlar bize ihanet etmez,Onlar bizi sömürmez,Onlar bizi kandırmaz,Onlar bizi zalimlere vermez,
Onlar bir dilim ekmeğini tam ortadan böler öyle verir bize,Onlar sözlerine ve ahidlerine riayet eder,
Onlar emanetimize hıyanet etmezler,Onlar iyiliği bize getirir, kötülüğü bizden giderir,
Onlar satın alınamazlar,Onlar haram yemezler,Onlar kul hakkı yemezler,Onlar yetimi sever, yoksulu doyururlar,
Onlar düşmanlarına bile kahpelik etmezler,Onlar başta Allah olmak üzere, insanların, hayvanların, dağların, taşların bile
hakkını korurlar,Onlar gözleriyle gördükleri hiçbir şeyden korkmazlar,
Onlar bu uğurda hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmazlar,Onlar yalnızca Allah’ın sevgisini kaybetmekten korkarlar,Ve onlar
bütün bunları bizden bir karşılık beklemeden yaparlar,
Onlar yalnızca Allah’ın hoşnutluğunu, sevgisini yani rızasını istemektedirler.
Desinler..
Ve kıyamet günü, toprakla, hayvanlarla, yıldızlarla, güneşle, ayla, meleklerle beraber bizim için şahitlik etsinler…


Bu MUHTEŞEM dileklerin sahibinden Allah razı olsun.Bizlere,bu Güzellikleri Hayata geçiren Erlerden olmayı nasib etsin.



__________________
"Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz"
Yukarı dön Göster Metehan2003's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Metehan2003
 
medeni0002
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 15 kasim 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 936
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı medeni0002

Selamlar,

Başörtüsüne delilmiş gibi söylenen Nur suresi 31.ayetin Mealleri: Diyanet Meali:Mü'min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar.

Mustafa Sağ Meali:Mümin kadinlara da söyle: Bakışları ölçülü olsun ve cinsel organlarını korusunlar. Süslerini, kendiliginden görünenler hariç açmasinlar. Örtülerini yaka açiklarina koysunlar

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:İnanan kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar ve açığa çıkanlardan, görünenlerden başka ziynetlerini göstermesinler ve örtülerini, göğüslerini örtecek bir tarzda omuzlarından aşağıya doğru salsınlar

Şimdi Bu ayetin Tahlilini Yapalım:

1-Ayette geçen humur örtüler anlamına geliyor.tekili hmr'dır. 2-Ayette geçen cüyub kelimesi cepler anlamına geliyor.çoğul bir kelimedir.Tekili cyb'dir. 3-Allah eğer "hımar" kelimesi ile başın örtülmesini isteseydi "hımarürres" gibi bir vurgulama ile başörtüsü diyebilirdi: Böylece "re's" kelimesi ile baş bölgesi vurgulanır ve örtü kelimesi olan "himar" ile beraber başörtüsü net bir şekilde anlaşılırdı.Nitekim abdest alınmasıyla ilgili ayette (maide suresi 6.ayette) başın sıvazlanması söyenirken,baş kelimesinin Arapça karşılığı 're's' ile vurgulanır.Ama başörtüsüne delilmiş gibi gösterilen ayette bu kelime yani re's kelimesi yoktur.O halde başörtüsü kelimesindeki baş kelimesi ayete yapılmış bir yamadır veya ilavedir ki,bu dinen hem caiz değildir hem de Kur'anı Kerime karşı saygısızlıktır. 4-Kadınların avret yerleri vajinasıdır (cinsel uzvudur) ziynet yerleri ise göğüsleridir. 5-Cepler (cüyub) kelimesi göğüs bölgesinde olduğuna göre burada kastedilen şey göğüs bölgesidir.Yani göğüs bölgesinin örtülmesidir.Yoksa başın örtülmesi değildir. 6-Bu ayette başörtüsü kelimesini takviye edecek baş(re's)kelimesi bile zikredilmemişken göğüs örtüsünü takviye edecek üç kelime zikredilmiştir.Bunlardan birincisi ziynettir diğeri cepler(cüyub) kelimesinin bölgesi olan göğüs bölgesidir.üçüncüsü de ayakların yere vurulmasıyla vücutta özellikle belli olacak bölge göğüs bölgesi veya göğüslerdir.Bu üç vurguyu da görmezden gelip hala olmayan bir başörtüsü uydurukçuluğuna dense dense tahrifçilik denilir. 7-Cepler(cüyub) kelimesi elini koynuna sok,veya elini göğsüyün oradaki cebine sok anlamında Kur'anda Taha 23 te,Neml 12'de ve kasas suresi 32.ayette aynı manada zikredilmiştir.Selamlar,sevgiler.



__________________
medeniyet
Yukarı dön Göster medeni0002's Profil Diğer Mesajlarını Ara: medeni0002 Ziyaret medeni0002's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats